Güzel bir cilde sahip olmanın yolu deri hücrelerini güzelleştirmekten geçiyor. Sağlıklı bir cilt için cildimize sürdüğümüz ürünler kadar tükettiğimiz gıdaların da önemi çok büyük. Cilt hücrelemiz, besinlerden ihtiyacı olanı alamadığı sürece, istediğimiz o mükemmel görünüme hiçbir zaman kavuşamayacak. Yaşlanmak kaçınılmaz bir süreç. Genetik dışındaki faktörler bu sürecin hızını değiştirebiliyor. Stres, güneş maruziyeti ve beslenme tarzımızı olumlu yönde değiştirebildiğimizde cildin yaşlanma sürecini yavaşlatabiliriz. Oysaki doğru beslenme alışkanlığı kazanarak, cildimizin gençliğini ve güzelliğini uzun yıllar koruyabiliriz.
Yedikleriniz Cildinize Yansır
Çoğu hastam ve arkadaşlarım bana ‘’ben cilt bakım ritüelimi sabah- akşam eksiksiz yapıyorum ancak cildim hala çok mat ve kuru!’’ diyor. Bense ‘’peki ya beslenmen nasıl gidiyor?’’ diyorum. Sağlıklı bir cildin yapısında kullanılmak için alınan gıdalar vücutta yapıtaşları olan aminoasitler, vitaminler ve minerallere indirgenirler. Yani bağırsağınızdan geçen ne varsa cildinize o yansır. Eğer kişi doğru ve dengeli beslenemiyorsa bu durum kendini ciltte solgunluk, kuruluk ya da lekelerle belli eder. Yeterli su tüketimi olmazsa cilt kurur ve diriliğini kaybeder. Esansiyel yağ asitlerinin eksik alımı ise cildin kurumasına ve erken yaşlanmaya neden olur. Hayvansal yağlar ve margarin gibi katı yağların tüketimi, sigara ve alkolün aşırı tüketimi kılcal damar sisteminde dolaşım problemine yol açar. Uzun süren dolaşım bozukluklarında, en güzel cilt bile doğal rengini kaybeder ve sağlıksız mat bir görünüm alır.
Şekerden Uzak Durun!
Glikoz vücudun yakıt ana kaynağı olarak kullandığı şekerdir. Tüketildiğinde hızla şekere dönüşen rafine (işlenmiş) gıdalar düzgün metabolize edilemezse, glikoz cildinizin kolajen ve elastin liflerine bağlanabilir ve anormal kimyasal köprüleri oluşturarak doku hasarına neden olur. Bu durum, glikasyon denilen, cildiniz elastikiyetini kaybettiği erken yaşlanma sürecidir. Şekerin yaşlandırıcı etkisi özellikle ciltte kolajenin azalma eğilimin görüldüğü 35 yaştan itibaren başlıyor. Glikasyon aynı zamanda cildin kendi kendini tamir yetisini de etkiler ki bunun sonucu olarak incelme, kızarıklık, çatlama ve cilt gevşekliğine neden olur. Şeker aynı zamanda cildinizin yarattığı kolajen tipini de etkiliyor. Güçlü ve kalıcı kolajen zayıf, güçsüz kolajene dönüşerek güneş ışınları gibi yaşlanmaya sebep olan çevresel faktörlere karşı cildi daha güçsüz kılıyor.
Renklerle Serbest Radikallere Karşı Koyun…
Serbest radikaller vücudumuzdaki reaksiyonlarda meydana gelen zararlı moleküllerdir. Vücudumuz bir aşamaya kadar, bu zararlı molekülleri etkisiz hale getirerek kendisini korur. Serbest radikaller; stres, sigara, alkol, fazla kafein, kızartılmış ve kavrulmuş besinlerin vücuda alımı sonucu daha da çok üretilip vücudun kendini koruyamayacağı aşamaya geldiğinde sağlıklı hücrelerimize saldırırlar, yapısını bozarak hücrenin erken ölümüne yol açarlar. Uzun dönemde cilt sağlığını bozarak erken cilt yaşlanması yol açarlar, ince çizgiler, kırışıklıklar, lekelerin oluşumu ile sağlıksız ve mat bir cilt meydana gelir. Ama serbest radikallerden, besinlerdeki antioksidanlar aracılığıyla kurtulmak mümkün.
Günlük en az 3 renk sebze-meyve yenmeli. Kırmızı, yeşil ve sarı gıdalardaki fitonutrientler, cilt sağlığının korunması, kırışıklıkların giderilmesi veya oluşumunun engellenmesinde önemli rol oynar. Meyve ve sebzelerin renkleri koyulaştıkça içeriklerindeki antioksidan vitamin, mineral ve eser elementlerin etkinliği daha da artar.
Cildinizi Susuz Bırakmayın!
Bol su içmenin, cildi içeriden nemlendirdiği bir gerçek. Sağlık açısından bir engel yoksa günde 2 litre su içilmesinde fayda var. Ancak içilen çay ve kahve alınan sıvı miktarına dahil edilmemeli aksine çay, kahve ve asitli içecekler gibi idrar yaptırıcı etkiye yol açarak vücuda alınan suyun da kaybına neden olurlar.
Parlak ve Diri bir cilt için
Cildinizin kalitesini arttırmak ve cilt gençliğinizi korumak için vitamin ve mineral yönünden dengeli ve yeterli beslenin. Kesinlikle güne kahvaltı yapmadan başlamayın. Günde en az 8-10 bardak su ve 1-2 fincan yeşil çay tüketin. Sigaradan ve sigara içilen ortamdan uzak kalmaya özen gösterin. Alkol ve kafeini (çay, kahve) aşırı tüketmekten kaçının.
Cilt kuruluğunuz ön planda ise; günde on bardak su için ve mutlaka hakiki zeytinyağı kullanın. Salatalara bir tatlı kaşığı zeytinyağı ekleyin ya da yemeklerinizi zeytinyağıyla pişirin. Cilt kırışıklarının oluşumunu geciktirmek içinse; yaban mersini, ahududu, böğürtlen, somon balığı, havuç, nar, portakal ve bitter çikolata tüketin. Bu gıdalar, içerdikleri zengin antioksidanlar sayesinde serbest radikallerle savaşır, cildin yaşlanmasını geciktirir ve kırışıklıkları önlerler.
Cilt sağlığınız için beslenme önerileri beraberinde güneş ışınlarına çok fazla maruz kalmaktan kaçının ve düzenli yüksek korumalı güneş kremleri kullanın. Düzenli egzersiz yapın, sporu hayatın bir parçası haline getirin. Cilt sağlığı için spor ve egzersiz, kapalı spor salonları yerine açık havada yapılmalıdır. Ve her ne olursa olsun hayatınızdaki stres faktörleri ile mücadele etmeyi ve rahatlamayı öğrenin.