Sedef hastalığı toplumda sık görülen, alevlenmelerle birlikte uzun süre devam eden bir hastalıktır. Genellikle keskin sınırlı, üzerinde hastalığa ismini veren sedef (gümüş) renginde kepeklenmeler (pullanmalar) bulunan kızarıklıklar ile ayırt edilir.
Sedef hastalığı tüm dünyada yaygındır; genetik ve çevresel faktörler sıklığını etkiler. Hastalığa yatkınlık ebeveynlerden çocuğa aktarılabilir, ancak çocukta hastalık görülmeyebilir. Her 100 kişiden bir veya iki kişide ortaya çıkar. Erkek ve kadınlarda eşit sıklıktadır. Genellikle 15-30 yaşlarında başlar.
Neden
kesin olarak bilinmemektedir; bağışıklık sistemi, genetik ve çevresel
faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Çevresel faktörler
(streptokoklara bağlı boğaz enfeksiyonları, ilaçlar [kortizon, lityum,
bazı tansiyon ilaçları, aspirin vb], aşırı alkol alımı, sigara, kaşıma,
keselenme, güneş yanığı vb.) ve ruhsal stres hastalığı başlatabilir veya
alevlendirebilir.
Alevlenmeler ve iyilik dönemleri ile genellikle uzun sürelidir. Hastalığın belirtileri ve şiddeti kişiden kişiye, hatta aynı kişide zaman içinde değişebilir.
Sedef hastası gebe kalabilir. Gebeliğin etkisi değişkendir; hastalık genellikle gebelikte düzelir, doğum sonrasında ataklarla eski seyrine döner. Az sayıdaki hastada gebelikte püstüler psoriazis gelişebilir. Gebelik ve emzirme döneminde kullanılabilecek ilaçlar hekime sorulmalıdır. Sedef hastalığı ve diğer hastalıklar Özellikle şiddetli sedef hastalığı olanlarda kalp damar hastalıkları için yatkınlığa yol açan, kan yağlarında artışa, tansiyon yüksekliğine ve şeker hastalığına sık rastlanmaktadır. Yine obezite (aşırı kilo) ve iltihaplı barsak hastalığı da sık görülmektedir.
Tanı klinik bulgularla konabilir. Nadiren deri biyopsisi gerekebilir.
Hastalığın kesin tedavisi bulunmamaktadır. Ancak, uygun tedavi ile kontrol altına alınabilir ve uzun süreli iyilik sağlanabilir. Tedavide hekim, hasta ve hasta yakınları işbirliği içinde olmalıdır.
• Hastalığı alevlendirebilecek ilaçlar ve davranışlardan (kaşıma, banyoda liflenme, kese, vb.) kaçınılmalıdır.
• Sınırlı tutulumlu sedef hastalığında öncelikle yerel tedaviler seçilmektedir (deri yüzeyindeki kepekleri uzaklaştıran ilaçlar, kortizonlu ilaçlar, antralin, kalsipotriol [sentetik D vitamini], kalsinörin inhibitörleri). Bu yöntemler birlikte de kullanılabilir.
• Dirençli, yaygın hastalıkta metotreksat, siklosporin-A, asitretin (sentetik A vitamini) ve fototerapi kullanılır. Bunlara yanıt yoksa biyolojik ajanlar (adalimumab, etanersept, infliksimab, ustekinumab vb.) seçilebilir.
• Tedavi seçimi ve süresinde pek çok faktör etkilidir (hastalığın yaygınlığı, yerleşim yeri, tırnak ve eklem tutulumu, vb.).
• Dermatologların hastalık hakkında bilgi ve deneyimleri kadar hastaların önerilen tedaviye uyumu da tedavi başarısında önemlidir