Deri kanserleri bozulan çevresel faktörlerin de etkisi ile son yıllarda gitgide artmaktadır. Cilt kanserlerini Malign Melanom ve Melanom dışı deri kanserleri olarak 2 ‘e ayırabiliriz.
MELANOM
Melanom, hayatı tehdit edebilen kötü huylu bir deri kanseridir. Melanosit olarak adlandırılan ve cilde rengini veren hücrelerin normalin dışında aşırı ve kontrolsüz çoğalmaları sonucu oluşur. Diğer deri kanseri türlerine göre daha az görülmesine rağmen, deri kanserine bağlı ölümlerin büyük çoğunluğu melanomdan kaynaklanmaktadır. Ne yazık ki son yıllarda melanom sıklığı giderek artmaktadır. Ancak erken tanı ve tedavi yöntemlerinin gelişmesi yüz güldürücü olup melanom tanısı alan olguların yaşam süreleri geçmiş yıllara göre artmaktadır.
Melanomun Belirtileri nelerdir?
Melanom genellikle koyu kahverengi ya da siyah renkli bir leke veya kabartı olarak başlar ve zamanla büyüyebilir, pembe, mavi renk tonları eklenebilir ya da koyu rengi açılabilir, nadiren de renksiz olabilirler.
Melanom gelişiminde risk faktörleri nelerdir?
• Açık tenli, renkli gözlü, sarı yada kızıl saçlı ya da çilli olmak: Koyu tenli kişiler de melanoma yakalanabilir ama açık tenliler daha risklidir.
• Güneş yanığı geçirmiş olmak; özellikle çocukluk yaşlarında şiddetli güneş yanığı öyküsü olanlar ya da tüm hayatı boyunca yoğun güneşe maruz kalanlar daha yüksek risk altındadır.
• Daha önce melanom teşhisi almış olmak
• Ailesinde melanom ya da deri kanseri öyküsünün olması
• Çok sayıda bene (kabaca 50 den fazla) sahip olmak: Ne kadar çok ben varsa kanser oluşma riski o kadar yüksektir. Ayrıca bu benler içerisinde atipik/displastik benler (düzensiz şekilli, renk alacası içeren ve büyük çaplı benler) varsa bu risk artmaktadır
• Doğuştan itibaren çok büyük benlere sahip olmak
• Herhangi bir nedenle bağışıklık sistemi zayıflamış ya da tedavi amaçlı bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanıyor olmak.
Melanom belirti ve bulguları nelerdir?
Melanom, vücudumuzu kaplayan derinin herhangi bir yerinde oluşabilir. Kadınlarda en sık bacaklarda görülürken, erkeklerde en sık sırtta görülmektedir. Genellikle koyu kahverengi ya da siyah renkli bir leke veya kabartı olarak başlar. Zamanla büyüyen lezyonlara pembe ve mavi renk tonları eklenebilir ya da mevcut koyu renkte açılma gözlenebilir. Melanom birdenbire, hiçbir uyarı vermeden normal deri (saçlı deri, cinsel organları örten deri, ağız içi ve tırnaklar da dahil) üzerinde ortaya çıkabilir, bunun yanısıra önceden var olan bir ben üzerinden de gelişebilir. Nadir de olsa melanom pembemsi renkte bir kabarıklık olarak ortaya çıkabilir.
Melanom tanısı nasıl konulur?
Melanom tanısını koyabilmek için fizik muayene sonrasında şüphe duyulan leke ya da benlerin çıkarılması ve patolojik inceleme ışığında değerlendirilmesi esastır. Anormal görünen bir benin çıkarılıp çıkarılmayacağına ya da yakın olarak izlenmesi gerektiğine doktor karar verir. Benin tam ya da kısmi çıkarılması kansere neden olmaz. Tam tersine böylece erken tanı alma şansına sahip olur. Yaygın olarak inanılan “neşter / bıçak değerse kanser olur” sözü kesinlikle doğru değildir.
Tedavide neler yapılır?
Melanomda bilinen en etkili tedavi erken dönemde yakalanan melanoma yapılan cerrahi tedavidir. Melanom yeterince erken dönemde yakalanmamışsa, önce lenf sisteminden başlayarak vücudun diğer organlarına yayılma riski (metastaz) nedeniyle hastalığın olduğu bölgeye yakın lenf bezlerinden de biyopsi yapmak gerekir. Eğer melanom kalınsa ya da lenf nodlarına yayılmışsa, diğer organlara da yayılma olup olmadığı ileri görüntüleme yöntemleriyle araştırılır. İlerlemiş hastalıkta kemoterapi, immunoterapi yada gen hedefli tedaviler gibi tedavi seçenekleri gündeme gelecektir. Tedavi sonrasında hastalar belirli aralıklarla fizik muayene, dermatolojik muayene (benlerin incelenmesi ve gerekirse düzenli aralıklarla takibi) ve lenf bezlerinin ultrasonografik incelemesi ile takip edilir. Bu takipler dermatolog ve gerekirse onkolog tarafından belirli aralıklarla düzenli olarak yapılmalıdır.
Melanom erken dönemde nasıl yakalanabilir?
Melanom genellikle deri yüzeyinde başladığı için erken dönemde saptanma şansı çok yüksektir. Kişinin kendi derisini belli aralıklarla düzenli olarak kontrol etmesi çok yararlıdır. Bunun için her ay, boy aynasında, yeterince aydınlatılmış bir ortamda tüm vücut derisi tepeden tırnağa incelenmeli, görülmesi güç bölgeler için bir el aynasından yararlanılmalıdır. İnceleme yüzden başlanarak, saçlı deri (başka birinin yardımı istenebilir), boyun, omuzlar, sırt, göğüs vb. sırasıyla aşağı doğru sistemli olarak inmelidir. Kasıklar, kollar ve bacakların iç kısmı, ayak tabanı ve parmak araları unutulmamalıdır. Uzun gibi görünen bu işlem aslında 5 dakika bile sürmemektedir. Derimizdeki değişikliklerin, benlerimizin nasıl göründüğünün farkında olmak ve herhangi bir farklılık durumunda bir dermatolog veya bu konuda deneyimli bir uzmana başvurmak deri kanserinin en tehlikeli türü olan melanomun erken tanı şansını yüksek oranda artırmaktadır.
MELANOM DIŞI DERİ KANSERLERİ
Melanom dışı deri kanserleri en sık görülen kanser türüdür. Bu grup içinde Bazal hücreli karsinom, Skuamöz hücreli karsinom ve prekanseröz (kanser öncüsü) olan Aktinik keratoz yer alır. Deri kanserlerinden korunmanın en etkili yolu güneşten korunmaktır.
Melanom dışı deri kanserleri nasıl görünür?
Bazal Hücreli Karsinom: En çok güneşe maruz kalan deri bölgelerinde görülür. Genelde küçük, kırmızı veya deri renginde, parlak kenarlı bir kabartı gibi belirir ve ilerleyen zamanda yara, kanama ve kabuklanmalar olur. Yavaş büyürler ve vücudun diğer yerlerine hemen hiç yayılmazlar ancak, uzun süre tedavi edilmezlerse derin bir yaraya dönüşerek alttaki dokulara zarar verebilirler.
Skuamöz Hücreli Kanser: Güneşe maruz kalan bölgelerde sıklıkla baş ve boyunda görülür ve özellikle kulak, dudak ve eller ile kolların arka yüzünde gelişme eğilimindedir. Bazal hücreli karsinoma benzeyebilir ancak daha kabarık ve kabukludurlar. Skuamöz hücreli kanserler tedavi edilmezse alt dokulara geçebilir ve derin yaralara dönüşerek dokulara hasar verebilir. Olguların az bir kısmında da lenf nodlarına ve diğer uzak organlara yayılabilir ve ölümle sonuçlanabilir.
Aktinik Keratoz: Çoğunlukla lezyonlar güneşe maruz kalan bölgelerde, en sık yüz ve el sırtlarında görülür. Sert yüzeyli, üzeri pürtüklü hissedebilen küçük pembe, kırmızı ya da kahverengi lekeler şeklindedir. SHK’ya dönüşme potansiyeli nedeniyle tedavi edilmesi gerekir.
Tanıda dermoskopi yöntemi yararlı mıdır?
Dermoskop, özel ışık sistemi olan bir büyüteç gibi düşünülebilir. Bu inceleme ile hekim derinin üst tabakalarını detaylı görebilmekte ve daha kolay ve doğru tanı koyabilmektedir.
Melanom dışı deri kanserleri en sık kimlerde oluşur?
Melanoma dışı deri kanserleri ilerleyen yaşla birlikte daha sık görülür. Açık tenli kişilerde daha fazla oluşur, bu kişiler güneşle karşılaştıklarında derilerinde yoğun kızarıklık oluşan ancak bronzlaşmayan kişilerdir.
Risk Faktörleri Nelerdir?
En önemli risk faktörü zararlı güneş ışınlarıdır. Güneşten en çok etkilenenlerin başında çocuklar gelir. Özellikle çocukluğunda çil öyküsü olan ya da sık veya şiddetli güneşe maruz kalan çocuklarda, erişkin çağda deri kanseri gelişme riski daha fazladır. Güneş altında uzun süre vakit geçirenler (iş, hobi, vs); yaz tatillerinde uzun süre güneş banyoları ve solaryuma gidenlerde de risk fazladır. Ailesinde veya kendinde deri kanseri öyküsü bulunan kişilerde de risk daha fazladır. Bağışıklık sistemi zayıflamış olanlar; organ nakli yapılmış kişiler; güneşe karşı duyarlılık gösteren kalıtsal hastalığı olanlarda deri kanseri gelişme riski daha çoktur.
Melanom dışı deri kanserlerinden ne zaman şüphenelim?
Erken tanı kesin tedavinin ilk ve en önemli adımıdır. Derideki görülebilen bazı değişiklikler kanser açısından uyarıcı olabilir. Deri üzerinde zaman zaman açılıp kapanan bir yara ya da kabarıklık deri kanseri belirtisi olabilir. Buna kaşınma, akıntı, kanama ve kabuklanma eşlik edebilir. Derideki bir kabartı veya lekenin büyümesi, şeklinde ya da renginde değişiklik olması durumunda veya iyileşmeyen yaralarda dermatoloğa muayene olmalıdır.
Melanom dışı deri kanserlerinde tedavide neler uygulanır?
Deri kanserlerinde birinci tedavi seçeneği cerrahi tedavi yani kanserli kısmın ameliyat ile çıkarılmasıdır. Kanser cerrahisinde birinci amaç kanserli kısımların tamamının çıkarılabilmesidir. Bunun yanında;
• Elektrokoterizasyon ve küretaj,
• Kriyoterapi,
• Fotodinamik tedavi,
• Topikal kremler (İmiquimod, 5-florourasil gibi) de kullanılabilir.
Eğer cerrahi olarak çıkarılabilmesi mümkün olmayacak kadar genişlemiş ya da kontrol edilemeyecek şekilde diğer bölgelere ya da organlara yayılım olmuşsa, radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemoterapi (ilaç tedavisi) gibi diğer yöntemlere başvurulur. Tedavide en önemli noktanın, hekimle uyumlu olup, verilen önerilere uymak olduğu unutulmamalıdır.